August 28, 2012 - Tagged as: tr.
Bugün ortamlarda rastgele gezinirken şöyle bir metine denk geldim:
From William Thurston: On proof and progress in mathematics
When a significant theorem is proved, it often (but not always) happens that the solution can be communicated in a matter of minutes from one person to another within the subfield. The same proof would be communicated and generally understood in an hour talk to members of the subfield. It would be the subject of a 15- or 20-page paper, which could be read and understood in a few hours or perhaps days by members of the subfield.
Why is there such a big expansion from the informal discussion to the talk to the paper? One-on-one, people use wide channels of communication that go far beyond formal mathematical language. They use gestures, they draw pictures and diagrams, they make sound effects and use body language. Communication is more likely to be two-way, so that people can concentrate on what needs the most attention. With these channels of communication, they are in a much better position to convey what’s going on, not just in their logical and linguistic facilities, but in their other mental facilities as well.
In talks, people are more inhibited and more formal. Mathematical audiences are often not very good at asking the questions that are on most people’s minds, and speakers often have an unrealistic preset outline that inhibits them from addressing questions even when they are asked.
In papers, people are still more formal. Writers translate their ideas into symbols and logic, and readers try to translate back.
Birkaç aydır neredeyse her gün akademik makaleler vb. okuyan ama hala formal anlatımları anlamayı inanılmaz zor bulan(ama yine de en azından sabırla uğraşıp, anlayabilen) biri olarak, bundan daha iyi bir özet görmemiştim.
Zaten birinin tahtaya çıkıp ders anlatmasına da bu yüzden ihtiyacımız yok mu? Kağıt üzerinde, hiçbir konuda farklı yorumlamaya fırsat bırakmayacak ve bir yandan da özlü bir şekilde meseleyi anlatabilecek formal bir dille öğrenmeye kalktığımıza, yeterli sabrı gösteremeyip, yeterli emeği veremeyiz. Sebebi de, yazıda bahsedildiği gibi, yazar tarafından formal bir dil ile ifade edilmiş meseleleri kendi anlayışımıza göre tercüme etmek zorunda olmamız.
Okul ortamı benim için biraz da bu yüzden moral bozucu aslında. Bir hafta boyunca bir makaleyi anlamaya çalışıp, anladıktan sonra sözlü olarak başka birine ne kadar kolay bir şekilde anlatılabileceğini farkettiğimde, “keşke biri bana anlatıyor olsaymış” diye düşünüyorum. Bir haftamı değil birkaç saatimi vermem yetebilirdi o zaman.