March 31, 2012 - Tagged as: tr.
Uzun süredir kafamda dönüp duran birşey;
Hani birisi çıkar bir konuyu başkalarına anlatır ya, bir sunumda mesela. Veya ders anlatan hoca. Konuşmacı anlattığı konuda bilgilidir. Ama anlattığı konularla az da olsa alakalı olan başka konuları çok iyi bilmeyebilir, veya en azından anlatabilecek kadar bilmeyebilir, veya bazı şeylerin farkında olmayabilir, veya yanlış biliyordur. Kimse konuşmacıyı “bu başka konuyu bilmiyor” diye yargılamaz. Onu anlatmak için orda değildir çünkü.
Ama yine anlatır ya, örnekler verir, karşılaştırır, bağlantılar kurar, dinleyicilerden o konu hakkında bilgili olan biri varsa eğer, onun için o konuşma ve konuşmacı bitmiştir(ya da en azından benim için öyledir, bazı konularda takıntılı olabilirim). Bu aynı zamanda bu dinleyiciye söz alıp konuşmayı trolleme veya konuşmanın içine etme imkanı verir.
Bundan daha sinir bozucu bir durum varsa o da konuşmacının bir de bu diğer şeyi anlatırken karşılaştırma yapması ve diğer şeyi küçümsemesi/anlattığı şeyi övmesidir.
Bu arada, herhangi bir spesifik konuşma/sunum/dersi kastetmiyorum.